Allah demek!..





Kızım Elif Sena gül henüz 2,5-3 yaşı civarındaydı, evde dolanırken bozuk para bir 25 lik bulmuş, ve yerden alıp yutmasın mı!..Allahtan fark etmişler ben telaştan altıma kaçıra cam, yavrum ne yaptın!
Hemen hazırlandık hastanemiz yakın hemen acile gittik fakat; “burası çocuk acil değil siz 12.caddeye gideceksiniz, çocuk acil orası” dedi, gece gece otobüs durağına geri çıktık 12 ci caddeye gitmek üzere..

İnsanlık hali üzerimde kuruş yok sade otobüs kartı(Ankara kart)durakta beklemedeyiz, yerimde duramıyorum otobüs gelecek ve biz gideceğiz ne yaptın yavrum!...
Bir ara yanımıza bir beyefendi yaklaştı, “abi” dedi, “Şunu al bir taksi tut”  şaşırdık, hanım” bu adam hızır” dedi. Ben se “olmaz kardeşim alamam, şimdi otobüs gelir” sanki kalbimizi okumuş ısrarla 20 Tl verdi!..

Hemen karşıya geçip hastane önünde durak var taksi tuttum ve bebeği acile götürdük..Filim falan derken bozuk para yemek boğazında tıkalı kalmış, Allah’tan nefes borusu değil!..

Acil doktoru” bu çocuğu hemen Cebecide bulunan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine götürün, anca orada müdahale edilebilir" dedi!..

Bizi 12 ci caddeden sepetledi, durakta yine çocuk otobüs bekliyoruz, ağlasak mı-gülsek mi derken metro durağına kadar gittik, metro aktarmalı cebeciye gidiyor hastane de yakın vardık, acil filim çekti sistemde biz göremiyoruz durumu, esas hoca olan doktor da yok “bekleyeceksiniz” dediler..

Bekledik saat 11.30 civarı geri dönmeye ne para ne metro ne otobüs  var, anca Allah diyoruz!..

Derken hoca durumu açıkladı “para bağırsağa kadar inmiş"  meğerse otobüste hoplaya zıplaya gelirken kucakta bebenin bağırsağına kadar gelmiş..
”Merek buyurmayın, siz simdi evinize gidin, müdahaleye gerek yok, bezini kontrol edin sorun çıkarsa geri gelin” dedi..Uçuyoruz sevinçten..Sıra geri eve dönme de;
Hemen metroyla Cebeci'den, Kızılay'a, oradan da aktarma Batıkent' e geldik, son durak ama gecenin bilmem kaçı!..

O sırada bir belediye otobüsü bekliyor ışık yakılı..Sanki bizi bekliyor!..Yanına vardık, "biz Sincan'a gidecektik böyle böyle bir sorun vardı, kendimizi buraya zor attık"
Olumlu karşıladı, şansımız varmış bu son otobüs!...

“Abi ben otobüsü durağa bırakacağım; ama sizi İstanbul yoluna kadar götütürürüm” demez mi..İşte "Allah" dedim, içimden!...

Derken İstanbul yolun da otobüs durağında indirdi, Allah razı olsun, bir de ne göreyim durakta ışığı yanık reno brodvey,  kahverengi renkli, bir otomobil adeta bizi bekliyor!..Gece gece!..

Yanına yaklaştım sanki bizim içindi; “ya biz yolda kaldık mağduruz kucakta çocuk Sincan'a gidiyoruz yolun uğrarsa bırakıver” dedim, oda “Etimesgut'a gidiyorum ama oraya Sincan'dan geçerim abi” dedi..Bindik!..

İleri-geri konuşurken Yozgatlı çıktı, üstelik hanım köylü Akın'lar dan!..ve Bizi gecenin bir yarısı evimize kadar bıraktı!..
Teşekkür ettik, uğurladık bu bir mucizeydi, resmen Ankara’yı turladık!..Üstelik beş kuruşsuz!..
Daha sonra bezinden bozuk para çıktı bir oh çektik, ve bu inanılmaz macera Allah’ın bizimle olduğunu fark ettirdi!..

Bir de "Kaderin Matematiği "devreye girdi; Eğer o kişi(Hızır, ne şekle gireceği belli olmaz) 20 tl vermeseydi, tüm bu olumlu haller ters yönde olacaktı ve sabahın 06 sına kadar Ankara'da kala kalacaktık. Zaman kazandırdı ve hadise kendiliğinden yürüdü gece gece eve kavuştuk dört can ve imkansızlık hal ile!..

Çaresiz her durumda bir çare vardır, yeter ki Allah deyin!..

Paylaşmak istedim!..

Not; Bu hadiseyi, 17/11/2018 gecesi değerli usta yorumcu Semih Baykara üstadımın semih name  programın da anlattığı hikayeden ilham alınarak yazılmıştır!..Tamamı gerçektir ve yaşanılmıştır..


Selam ve saygılarımla,

Veysel Kimene
Sevda Şairi
(Kemal Yenice)

18/11/2018

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Susma gönlüm sen söyle!...

Sürçe lisan ettimse affola!...

Bir insan yürekten, iki kere vurulmaz!..