Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aşkın bende, beden senle can olur!…

Aşkın bende, beden senle can olur!… Çürüyecek bedenler nihayetinde, Hedefe, yürürsün, ayak yerinde, Koşar adımla gittim her seferinde, Aşkın bende, beden senle can olur… İnsana fayda ancak insandan gelir, Başına taş değse, o Allah'tan gelir, Sevmezse sevdiğin, elden ne gelir, Aşkın bende, beden senle can olur… Aynaya baktığım, artık ben değil, Saçlarım ağarmış, geçen yıl değil, Senden başkasına, etmedim meyil, Aşkın bende, beden senle can olur… Evrenin düzeni yürür, yerinde belli, Dakikam – saniyem, seninle, senli, Aşkının etrafında, döndüm temelli, Aşkın bende, beden senle can olur… Şükürdeyim, tevekkülden şaşmadım, Haddim bildim, sınırları aşmadım, Kaba doldum, doldum, taşmadım, Aşkın bende, beden senle can olur… Öteki âlemde de, sevdan benimle, Ruhumda bütünsün, tüm bedenimle, Hak ile hakkaniyet yine oldu seninle, Aşkın bende, beden senle can olur… Üzülmem sevdiğim kavuşmasak ta, Olan sevginle yaşarım buluşmasak ta Sarılıp, dert döküp konuşmasak ta, Aşkın bende,

Güne har düştü!..

Bir gecelik aş için, ne söylemeli, Zirvede bıraktın, değmedi   çaba, Emekler kuş oldu uçtu, çırpınır,      Sence bu yaptığın, değdi mi acaba... Dünden daha beter hallerde günüm, Yaşamaz ki aşkı göze almayan çaba, Nasıl çare üret sem, ayırıcı yokluğuna, Sence bu yaptığın, değdi mi acaba... Uyku gözlerimde anlamsız perde, Her anımdan sızan, kederden çaba, Gözlerin gülümseyip düşürdü derde, Sence bu yaptığın, değdi mi acaba... Hasret bağrımda, aramıza kar düştü, Yerin dibine batsın,   boşaymış çaba, Çekip gittin gideli, güne har düştü, Sence bu yaptığın, değdi mi acaba... Veysel Kimene  Sevda Şairi (Kemal Yenice) © Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. 28/11/2018

Seviyorum!..

Göğü, Günü, Güneşi, Gündüzün, eşi, Geceyi, Yıldızı, Ayı, İçteki fırtınayı, Aşkı, Kalbime bir sevgi doğdu!.. Seviyorum!.. Çünkü; Kalbim ruhundan geçti, O gülüşüne kandıran, Rüya gibi bakışlarındı, Gönlümü okşayan, ruhun da barındıran!.. Şimdi,   Kıyısı   yosun tutmuş, Bir   nehir gibi, etrafa bakıyorum, Coşkulu akıyorum!.... Öpücüklerin hiç bir sınırı yoktu, Aşk   anlarında, o bakışın, Yaşamak bu demiştim, Tüm güzellik bu, Bir meleğin kanatlarını çırpması gibi, Yanımdan her kalkışın!... Gözlerini okumayı, Gülüşünü   hissederdim, Ve bana sunduğun bu lezzetli günleri, Daha çok diliyorum, Arzuyla gözlerim kamaşıyor, Sana ait her şeyi seviyorum... Ruhuna girmeyi, Sevdiğimi söylemeyi, aşkını hissetmeyi, Senin olan her şeyi seviyorum!... Seni tanımayı isteyen o beni de seviyorum, Evet, Ben, Seni,   Seviyorum!.. Veysel Kimene  Sevda Şairi (Kemal Yenice) © Bu şiirin her türlü telif hakkı şai

Hasret Bıraktın!..

Yolundan yürü,   niye   çıkarsın yoluma, Beni böyle sen, gezecek yolsuz bıraktın, Tüm aşk yükünü yükledin omuzlarıma, Her daim, her an, fersiz bıraktın... Dudağa, dudak değdi,   yanağa, yanak, Kucağa, kucak değdi,     nasıl   dayanak, Geceye,   şafak   değdi, sensizmi uyanak, Beni böyle nasıl, sensiz bıraktın... Kıyında ruhum gezer, yandığımdan ötürü, Hayatımda görmemiştim, ince eleyen türü, Hep sonunda saklı dedim, yürü gönül yürü, Umduğumu bulamam, özlemini bıraktın... Ah şu aşkın gülü, nasıl, nasıl unuturum seni, Şu alemde sen bulamam,   ömrümün gülşeni, Gözlerin gerilmiş yay, okun attı vurdun beni, Benden kaçmak yol mu, niye yarsız bıraktın... Deniz, gök renginle mavi, bilmen aşk nasıl bizde, Umutlarıma aynı sebep, hayallerimse aynı dizde, Şimdi gül deyip geçme, açmışsın aşk bahçemizde, Ekildiğin yerde yangın, bir de gülsüz bıraktın.. Ben aşkına dalarken, nasıl, içim titrer derinden, Bin ömür beklemiştim, sen beyaz kelebeğ

Yalnızlığım!..

Kala kaldım yalnızlığımla, aşkla, baş başa, Sabah hüzün, akşam hüzün, geldi bu başa, Şafak sökmez, gün gece, ağarmaz tan başa, Sorun o biliyorum, bitmiyor, yalnızlığım... Güzel olan ne varsa, başkalarının omza yağar, Seni çağıran yollarıma, simsiyah bir kar yağar, Renk renk dertler, göğsümde, bulut olsa yağar, Kim duyar söylememi, azalmıyor, yalnızlığım... Gölgesin de  barınmaya,  dikili ağacım da yok, Çiçek ülkesin de yaşasam, açacak çiçeğim yok, Sazlık dolu göllerimde, yüzmeye sandalım yok, İçim dövünüp durur, tükenmiyor, yalnızlığım... Vefasız terk edişte, halimi dillendirir, acımaz, Sultan gibi yaşar gider de, dolandırır, acımaz, Damacanada su gibiyken, bulandırır, acımaz, Sahipsiz olan çeşme, içilmiyor, yalnızlığım... Bir kuru sevda peşine, düşer gider,      bu gönül, Önüne yüce dağlar çıksa, aşar gider, bu gönül, Aşkının tuhaf  gidişine,  şaşar gider,  bu gönül, Bana özümde güzel, yazılmıyor, yalnızlığım... Elimde olmayan duru

Yanımda sen olsaydın!..

Hatıra defter arasında, saklanan resmin vardı, Seslensem defalarca, sen duymadan o duyardı, Hayatımda olsaydın diye, binlerce beni uyardı, Bıraktığın resim yerine, yanımda sen olsaydın... Her insan, aşkın tanımını duyarsa, tabi irkilir, Değişir kurallar diye bekler ben gibi kim bilir, Yelkenlerim olsaydı, rüzgarlar bir den  kesilir, Kader savurduğunda, yanımda sen olsaydın... Beni  hep aşıyorsun, ya ateş gibi, ya da buz gibi, Makine yapmazlar, birbirini paralayan sen gibi, Olabilecek nasılsa, resmin benimle arkadaş gibi, Her gecenin oluşunda, yanımda sen olsaydın... Sorun gecede mi, ayda mı, bilmem hüznün var, Aşktan yakaran yakarır, kimse cevap almazlar, Izdırap nedir bilmez, kalbi, tıka basa  dolanlar, Hasret korkusu yoktu, yanımda sen olsaydın... Meraklanma emi, bırak hayat dayatsın yalnızlığı, Acıya çarpar ferahlığın, içte unuturum yarsızlığı, Yargılama beni,  yargılanırsın, bu gönül hırsızlığı, Suçlanmazdın bu kadar, yanımda sen

Eğri - doğru!..

İyi - kötü insan diye bir şey yoktur, Yüreğinin  içinde, iyi - kötü çoktur, Kime görev düşerse saplanan oktur, Önümüzde iki yol var, eğri - doğru!... Besle sen kendini iman ve inanç ile, Katma  ömrüne, bir gram hile bile, İçme sen, içki sigara, ne de nargile, Önümüzde iki yol var, eğri - doğru!... Dürüstlük erdemin, günü öyle bitir, Kin - nefret taşıma, bir yer de yitir, Düzenli hayat kurda, katıver  zikir, Önümüzde iki yol var, eğri - doğru!... Eğer kötülük başlarsa alışkan kılar, Tembellik yitirirsen,  çalışkan kılar, Dost ol ki düşmanla, barışkan kılar, Önümüzde iki yol var, eğri - doğru!... Dileyelim tüm insan oğlu, iyilik tada, Nasihata,  gerek  yok, gerçek ortada, Gerçeği görürsün hep,  son  noktada, Önümüzde iki yol var, eğri - doğru!... Karartırsan içini,  sen paslanacaksın, Yüreğin hakta ise,  sen  uslanacaksın, Allah’a her işinde sen, yaslanacaksın, Önümüzde iki yol var, eğri - doğru!... Veysel  Kime

Bir tanesi!..

Bütün gün ben, tv seyrederek, hayatımı harcıyorum, Ne oldu benim böyle, bitmez-tükenmez hülyalarıma, Karadeniz sahilleri gibi, kar değmiş, yanağına, ışılar,  O ıslanmış, nemli gamzelerinle, giremedin rüyalarıma… Kuşlar dumanımdan boğuluyor, okyanuslar morarmış, Jetonumu düşürmüşüm, araba vapurunda çabalarım, Gidişim oldu da, dönüşüm olmadı, dönüm noktası yok, Ruhumun kırallığı, o gamzelerine esir düştü, yanarım… Hayatımda hiçbir şeyde istikrar göstermedim, bu kadar, Kapının grisi ağlıyor, bendeki siyah aşkını gördüğünde, Sözcükler ağzımdan küçük pembe fareler gibi çıkıyorlar, Vuslat dolu, hicran havuzuna, bu aralar her girdiğimde… Hep düşünürüm bahar düşümü, olamayacağı bir yerde, Derim, dökül ona, sor ona, ama açılamam, elimde değil, Fırsatlar gelmez, nedensiz bir yol seçersin, öyle gidersin, Bir mucize, bir fenomen, bir çılgınlık, bir günah, belli değil... Psikozun derin katmanlarında olabilirim, davranış sal, Yalanım yok, mahşer gününde yüz yüze gelsem bile, Gündüzüm bil

Allah demek!..

Kızım Elif Sena gül henüz 2,5-3 yaşı civarındaydı, evde dolanırken bozuk para bir 25 lik bulmuş, ve yerden alıp yutmasın mı!..Allahtan fark etmişler ben telaştan altıma kaçıra cam, yavrum ne yaptın! Hemen hazırlandık hastanemiz yakın hemen acile gittik fakat; “burası çocuk acil değil siz 12.caddeye gideceksiniz, çocuk acil orası” dedi, gece gece otobüs durağına geri çıktık 12 ci caddeye gitmek üzere.. İnsanlık hali üzerimde kuruş yok sade otobüs kartı(Ankara kart)durakta beklemedeyiz, yerimde duramıyorum otobüs gelecek ve biz gideceğiz ne yaptın yavrum!... Bir ara yanımıza bir beyefendi yaklaştı, “abi” dedi, “Şunu al bir taksi tut”   şaşırdık, hanım” bu adam hızır” dedi. Ben se “olmaz kardeşim alamam, şimdi otobüs gelir” sanki kalbimizi okumuş ısrarla 20 Tl verdi!.. Hemen karşıya geçip hastane önünde durak var taksi tuttum ve bebeği acile götürdük..Filim falan derken bozuk para yemek boğazında tıkalı kalmış, Allah’tan nefes borusu değil!.. Acil doktoru” bu çocuğ

Sen beni hiç sevmedin ki!..

Ne yapsam çaresizim, kalbinde olmuyorum, Açlığım gözlerine, bir   nebze   doymuyorum, Neden sevmemelerin, bir kere sormuyorum, Biliyorum aşkısı, sen beni hiç sevmedin ki!.. Hatırlarım   aşkına,   çağırdığın zamanlar, Hiç unutmam silinmedi, yaşanan o anlar, Bir avuç hiç miydi, şimdi senden kalanlar, Biliyorum aşkısı, sen beni hiç sevmedin ki!.. Kaderimin çizgisi, yalnızlığıma mı yürümüş, Parça parça yüreğimi,   ardın sıra sürümüş, Sende vicdan ne arar, merhametin çürümüş, Biliyorum aşkısı, sen beni hiç sevmedin ki!.. Bir tuhaflık var derdin, beni hiç bilmediğinde, Oysa dünyam yıkılırdı yüzüme gülmediğinde, Çokça huzurum vardı, kalbimi dilmediğinde, Biliyorum aşkısı, sen beni hiç sevmedin ki!.. Şimdi “Hicran” koydum, hasret sunan adını, Vermedin bir damlacık, sana olan muradını, Özlemlerle yoğurdun, sevdiğim güzel kadını, Biliyorum aşkısı, sen beni hiç sevmedin ki!.. Sana  bülbül sunmuştum, gülü olan bağım da, Bana cennet vad etme

Kime şikayet edeyim!...

Kendini, kalbime, gözlerinle yerleştirdin, Yerinde duramadın, hep derini eş tir din, Göz kırpıp, hemen ruhu ruha birleştirdin, Benim şimdiki hali, kime şikayet edeyim... Siyahı bana sevdiren, simsiyah saçlarını, Güzelliği yaratan, o çatık çifte kaşlarını, Sevdiğimi anlatan, içten gelen yaşlarını, Benim şimdiki hali, kime şikayet edeyim... Söyle o gözlerine, şimdi kimler bakıyor, Beni yaktığı gibi,  bilmem kimi yakıyor, Yalancı o   gözlerin, hep yalnız bırakıyor, Benim şimdiki hali, kime şikayet edeyim... Gamzelerin destursuz, adım attı kalbime, Öyle yakıp-yıkmak ne, acımaz mı halime, Oysa ilk bakışında, benzetmedim zalime, Benim şimdiki hali, kime şikayet edeyim... Her fırt   çekişinde, dumanına karışamadım, Hasretin çok acı geldi, bir türlü alışamadım, Yanımda hep var dın, sen gibi   sıvışamadım, Benim şimdiki hali, kime şikayet edeyim... Şimdi kime verdin, o gönlündeki köşkünü, Kör gözle baktın, görmedin sana düşkünü, Eve

Sürçe lisan ettimse affola!...

2012 yılının 11ci ayında başladığım muhtelif karalamalarımı, bazı Edebiyat Sitelerine gönderiyordum, beğeniler beni daha bir üretmeye yöneltiyordu... Bir ara ‘ Ussuz   Edebiyat’ sitesine ve’ Kayıp Edebiyat’, ‘Kır Çiçekleri’   sitelerine göndermeye başladım,   önceleri iyi gidiyordu; ancak şiirlerim bu sitelerde yayımlanırken, Kayıp Edebiyat ve Kırçiçekleri Edebiyat siteleri kayboldu, ve şiirlerimde beraberinde kayboldu!...Yediler resmen!.. Büyük bir hüsrana uğradım, ardından ‘Ussuz Edebiyat’ a gönderim devam ederken bana   demesin mi   “ Şiir diye gönderdiklerin ne bir edebi eser, ne de şiire benziyor” diye mesaj attı...Yıkıldım...Ben edebi yarış içerisinde değildim   sadece bir şeyler karalamak, karaladıklarımın okunup beğenilmesi...Bu kırılganlığımın ardından tüm edebiyat sitelerinden ayrıldım.. Bu benim miladım oldu; Edebiyat  sitelerine  uzun bir süre göndermedim.. Kendi başıma yine yazmaya devam ettim, bu defa iki bloğum da biriktirdim, derken face grupları ortaya ç