Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Görebilsem son defa!..

Dorumudur   aşkın Ay’da yaşadığı, Ne den çöker gece hüzünlerimiz, Kelebeklerin ömrüne dönüşürler,               Ay doğmamış   yüzle, gecelerimiz… Menekşeler kokusunu nereden alır? Mavi deniz göz yaşlarımı barındırırmı? Sene-gün-hafta, geçmeyi bilmiyorlar, Gönlüm mahkum ,   savundurur mu?...   Aşk bir sanatsa, erbabını bilen varmı? Yoksa, İstasyon da   rötarlı bir trenmi? Sevgimizi   anlatmaya şiirlermi yazmalı, Dökülen sözcüklerle, eriten-bitiren mi?.. Kabımız dolsa - taşsa, yükümüz   sevda, Kim ne derse desin, yaşamalı bir defa, Ayrılıklara katlanılır, ufalanmış olsa da, Gönül hep umutlanır, görebilsem, son defa!..        Veysel Kimene Sevda Şairi (Kemal Yenice) © Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. 31.01.2014

Venüs gamzesi!..

Cazibeli bir vucuda sahip olman avantajın olabilir, Kadını gösteren, çalımlı yürümeyle, nağme değildir, Karşılaşmalarda, ya bele sarılır, yada bakılır yüzüne, Gözler derin baksa da, asıl olan gamzelere meyildir…    Çıkmıyoruz ama, benim o, gülüşüne sarılmak isterim, Bazen dikeni ile dokunur canıma, ne karışmış   özüne, Estetiğe para dökmen, sen doğuştan şanslısın, gülüm, Gökteki yıldızları dahi, serpiştirmişler senin gözüne… Sezenler kendini iyi hissediyordur, benim halim gibi, Aldırış bile etmezler, al dudaktan dökülecek sözüne, Yanaklarda, çene de ve de belinde ki   venüs gamzesi,         Sen doğarken nakış gibi işlenmiş, astarına - yüzüne… Veysel Kimene Sevda Şairi (Kemal Yenice) © Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. 29.01.2014

Nafile!..

Aşk ile yürek, güzellik için çarpışır, Senin beğendiğine el bakmasa bile, Yaşamın anlamı sevgiden geçermiş, Böğründe, ateşi-çöküşü tatmasa bile… Aramazsın zaten, aşk seni arar, bulur, Boş kabına doluverir bir yudum sevgi, Merdivenlerini   aşağı doğru tırmanırsın, Çünkü bulunmaz cihanda, o gibi dengi… Eğer bunu yok edersen, keşkeler başlar, Peşi sıra takılmayı kendine borç bilirsin, Dağın zirvesi, güneş gölgesi, dolunayındır, Ancak, zarifçe hüzünlerini çoğalta bilirsin… Bu sadece zavallı gerçekliğinin, onayı olur, Sevgisi bir şekilde, bitki gibi yeşerir için de ,   İnsan işini bilmediği bir konuyla karşılaşır, İstenmeyen zamanlar gelişir farklı biçim de… Gün batışına doğru koşar adımla ilerlersin, Sokak lambaları az gelir, karanlığı sindirmez, Kabuslara  neden olur, çitle çevrili gamzeler, Seksen   türlü hitap etsen, acıların dindirmez… Onun hakkında düşünmeyi, hiç bırakmazsın, Dalsa bile gözlerin, onun   rüyala

Yanak kuru kalmasın!...

Bir terslik var hindibalım, kazandığım tek çekiliş bu, Şans   ücreti ödetiyorsun, sağa - sola hayli borcum var, Kaliteyi   başkasında görmedim, kapaklarda resmettim, Tüm algıların ötesinde bakış açım, onlara aptallığım var… Diğerleri nasıl bakarsa baksın, gördüğümü göremez, Şekilden şekile soksan halini, kendin gibi kalacaksın, Buz gibi havada yağmurlu bir gün gibisin biliyorum, Değişen her ne olursa olsun, ilk günkü gibi olacaksın… Hayatını nasıl istersen öyle yönlendirebilirsin tabi, Seni mutsuzluğa çağrıştıran ben olamam bilesin, Gamzelerin hayatımın içine etse de her günümde, Işıl ışıl gözler, şatafatlı hayat ve asi tavrınla gülesin… Engin denizlerin tuzlu suyuna batmış hayatımı, Okuyan ağlardı, gerçeği anlayabilseler sözümde, Yanağına sinekler dokunurken, gece-sabahında, Eşek arıları dolanır peşim sıra, acı var yüzümde… Bu çalınacak kravat değil, çalıp boynuma asayım, Yanaklara çakılmış, zincirleri kırılmaz gamzeler,