Bekardım, evde ne işim olacak!
Ekseri, iş çıkışı Tandoğan’dan Kızılay’a yürüyerek gider, gezer, dolaşır alt-üst ederdim...Yine bir gün yürüyüşümde Necati bey mi desem, İzmir caddesi mi desem oralarda gezeler ken; Ankara Sanat Sahnesinin önündeydim, afişlerini izlerken kapıda duran görevli “girmek istersen buyur gel “dedi!
Ben o sırada rahmetli Yıldız Kenter’in oyununa girdiğimi anlamadım..İçeri daldım, sahnede o vardı..Heyecan ve duygulu izledim..Oyun sonunda onu canlı canlı izlediğime inanamadım..Sonra herkes ayakta alkışlarken o coşkuya elbet bende eşlik ettim..
Bu unutulmaz anımı şimdi niye paylaşıyorum;
Elbette rahmetle anmak içim..
Hayata veda edip, gönlümüzü hüzünlü bırakan, çok değerli sanatçı Yıldız Kenter’e rahmet diliyorum..
Hep güzel anımsayıp, hatırlayacağım...Mekanı cennet olsun!..
Saygılarımla,
Kemal Yenice
Yaralarsın halimi ah yavaş yavaş!…
Hakikati gördüm, sende huy bozuk, Kah sitem edersin kah yüz döner, Yüzde meymenat hepten tükenmiş, Yaralar sın halimi ah yavaş yavaş… Elbiseni giyer ertesine bıkar atarsın, İnsanlığın nerede taş altında mı saklı, Geyik derisi olsalar köşkün nedir ki, Yaralar sın halimi ah yavaş yavaş… Ummadığın taş baş yarar derlerdi, Yarılsaydı da göreydik bir kez hani, Hıyar kabuğunu soymadan yersin, Yaralar sın halimi ah yavaş yavaş… Desturun yok, bindiğin dalımı kesersin, Kementler atarsın vara yoğa kapmaca, Aşkı icat edenler bir seni görse cayardı, Yaralar sın halimi ah yavaş yavaş… Yaradanın gözünden kaçmışsın belli, Kalite kontrolden elek altı olurdun, Nah görürdün saltanatı arsız cavidan, Yaralar sın halimi ah yavaş yavaş… İnsan olsan reklama para vermezdin, Duruşundan belli olur ada...
Yorumlar
Yorum Gönder