YALAN!..
Yalan!.. Aşkım güneşe uzanan fide gibi, içten filizleniyor, aşkını besleyip büyüttükçe hayat veren bir ağaca dönüşüyor, bu aşk, aklı mı da, kalbi mide bulandırıyor, bunu kendime ben yaptım, ve artık dönüş yok!.. Şu an olduğum kişi seçimlerimin toplamı, gamzeleri hala, öz benliğime doğru yuvarlanıyor. Dahası kalbim, için de gamze dolu, koyu bir kan pompalıyor... Olaylar penceresine her göz atışımda, aşka saygınlığımı yitiriyorum, Mecnun'u, Kerem'i şimdi daha iyi anlar oldum!.. Bu kadar ön yargıyla, sabit fikirle karşılaşacağımı tahmin bile edemezdim, hep benden öte yaşıyor... Şimdi, dönüp geçmişime baktığımda, bu halim çok daha korkunç görünüyor... Bazen boş ver demem gerekiyor her şeyden uzaklaşarak, Beni dinlemiyor, ve de, hayatımın hikayesi bazen istediğim gibi yazılmıyor... Bu çok sevdiğim esmer kızın; yanağında menekşe tarlaları ve taze yosun kokan tuzlu solukları vardı. İnsanın afallayarak aklını şaşırtacak, gönlünü ikiye yaracak gamzeleri vardı. O bir Dicl...